Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk ; 'Yenilenmezseniz yenilirsiniz'



Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023 yılında, gıda da dünyanın ilk 5 firması arasında Konya Şeker’in de bulunmasının en büyük hedefleri olduğunu söyleyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Dünün başarılarına takılıp kalmak bugünü de yarını da kaybetmektir. Bunu en iyi bu kurum biliyor. Biz biliyoruz ki, sürekli değişen ve büyüyen dünyada dünün başarılarıyla yetinmek, dünün başarı hikâyelerine sığınmak yerinde saymaktır. İşin özeti şudur; Yenilenmezseniz yenilirsiniz. Hepinizin bildiği Hadis-i Şeriftir; iki günü bir birine eşit olan ziyandadır. İnşallah biz dünyanın ilk beş gıda şirketinden biri olarak adımızı o listelere yazdıracağız. Hem gidişatımız onadır hem de bu hedefe inancımız tamdır” dedi.

Konya Şeker’in 61’inci Olağan Genel Kurulu Konya Şeker Fabrikasında gerçekleştirildi.  Genel Kurula, Konya Şeker’de hissesi bulunan Pancar Ekicileri Kooperatifleri’nin temsilcileri ile Konya Şeker’in ortağı olduğu şirketlerin yöneticileri katıldı. Tüm kararların oybirliğiyle alındığı Genel Kurul’da söz alan Ankara Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkan Muhittin Bıyıkoğlu, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen ekonomi dergilerinin yaptığı araştırmalara değinerek, Konya Şeker’in bu araştırmalardaki yükselen performansına vurgu yaptı. Bıyıkoğlu, konuşmasında Ekonomist Dergisi’nin “Elit Şirketler” araştırmasını hatırlatarak, doğru kişilerin doğru koltuklara oturtulduğunda nelerin başarılabileceğini en somut örneğinin Konya Şeker olduğunu söyledi. Bıyıkoğlu’ndan sonra söz alan Akşehir-Ilgın Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Yusuf Yazır da, son10-15 yılda yaşanan ekonomik krizlerin hiçbirinin Konya Şeker’i etkilemediğini belirterek, alkışlanacak bir başarı sergilediğini vurguladı. Konya Şeker’in dar gelirlinin ürününü tüketiciyle buluşturarak artan refahtan pay aktardığını ifade eden Yazır, “Gez Dünyayı, Gör Konya’yı” sözüne atıfla Konya Şeker’in ürettiği gıda ürünleri için Konya’dan dünyaya tanımlamasını yaptı.  

Gündem maddelerinin görüşülmesinden sonra bir konuşma yapan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk sözlerine; “tam 60 sene 11 gün önce ilk üretimini gerçekleştiren Konya Şeker’in ülkemize kazandırılmasına vesile olan, katkı veren, dualarıyla destek olan, bu kuruma geçmişte hizmet etmiş ve ebediyete intikal etmiş herkesi rahmet dualarıyla bir kez daha anıyorum. Allah onlardan razı olsun” diyerek başladı.

Bu yılın Konya Şeker açısından önemli bir yıl olduğunu, ilk üretime başlamalarının üzerinden 60 yıl geçtiğini söyleyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk şunları ifade etti;

“Yani altmış kez pancar ektirdik, altmış kez pancar aldık, altmış kez o pancardan şeker ürettik.

61 yıl önce bu fabrikanın temeli atılırken bir amaç vardı. Amaçlardan biri elbette ki şeker üretmekti. Bu hepimizin de bildiği gibi sonuçtur. Asıl amaç bu bölgede bu fabrikanın hinterlandındaki üreticinin arpa, buğday dışında bir sanayi ürününü üretmesini sağlamaktı.

Allah’a şükür bunu bu kurum 60 yıldır aksaksız sürdürüyor inşallah ilânihaye de sürdürmeye devam edecek. 60 yıl önce bir şeker fabrikası kurmak, hem de bunu çiftçi marifetiyle yapmak hayal ötesi bir şeydi. Aralarında bizden önce 4’ü kamu, biri bizim gibi çiftçi girişimi olarak kurulan 5 şeker fabrikası ile birlikte çimento, demir çelik, kimya ve tekstil sanayisini henüz yeni yeni oluşturmaya çalışan bunların birçoğunu da devlet marifetiyle gerçekleştiren, o dönemlerde faaliyete geçen büyük sanayi tesisleri 10’larca yıl sonra bile tek tek sayılabilen bir ülkede bir şeker fabrikası kurmak büyük bir başarıydı ve o başarıldı. Zaman zaman özelleştirme zaman zaman devletleştirme akımlarının öne çıktığı dalgalı dönemlerde ayakta kalmak başarıydı, o da başarıldı.



YENİ BAŞARI HİKAYELERİ YAZMANIN ZAMANI GELDİ

İnsanlar gibi kurumların da önünde iki seçenek vardır, ya başardıklarıyla iktifa ederler ya da başardıklarından cesaret alarak yeni başarılara koşarlar. Dünün başarılarına takılı kalmak bugünü de yarını da kaybetmektir. Bunu en iyi bu kurum biliyor. Biz biliyoruz ki, sürekli değişen ve büyüyen dünyada dünün başarılarıyla yetinmek, dünün başarı hikâyelerine sığınmak yerinde saymaktır. Hepinizin bildiği Hadis-i Şeriftir; iki günü bir birine eşit olan ziyandadır. 15 yıl önce bu kurum bir karar verdi ve 45 senedir başardığımızın keyfini sürmek kâfidir, şimdi yeni başarıların zamanıdır dedi. Yeni başarı hikâyeleri yazmanın zamanı geldi, dedi. 45 yıldır anlat anlat hep aynı şey, bu bizi bir yere taşımıyor dedi.”

ZAFER DURDUK YERDE KAZANILMAZ

Kurumların değişime ayak uydurmasının hayati önemde olduğunu belirten Konuk, “İktisadi hayatta durduğunuz yerde sayarak zafer kazanamazsınız. Dünya bir adım ilerliyorsa sizin iki adım ilerlemeniz lazım. Dünya yeni bir ürün piyasa sürüyorsa sizin iki ürün sürmeniz lazım. Dünyadaki herhangi bir ülke bir kuruş daha ucuza üretiyorsa sizin iki kuruş ucuz üretmenin yolunu bulmanız lazım. Dünyadaki her hangi bir tarlada her hangi bir ürün düne göre bir kilo fazla hasat ediliyorsa sizin de iki kilo fazla hasat etmenin çaresini bulmanız lazım.

45 yıl biz yerimizde saydık, dünya saymadı. 45 yıl bu şirketin genel kurulunda üç aşağı beş yukarı aynı cümleler kuruldu. Alelacele bilanço rakamları, sonrası dost muhabbetleri.

Kahvehanelerin değişmez üç muhabbeti vardır. Birincisi Fener, Galatasaray muhabbeti. İkincisi siyaset. Üçüncüsü ticaret. Şükür ki, bu kurum kahvehanelerdeki gibi fikir jimnastiğini 15 yıl önce bıraktı, şimdi akıl tartısından geçirdiği her işi hayata geçirecek güce kavuştu.

Son 15 yıldır bu salonun gündemi değişti. Başkalarının neler yaptığını, neleri başardığını konuşmayı, başkalarına ait destanları anlatmayı veya yurt dışında gördüklerimize övgü düzmeyi bu salon bırakalı çok oldu. Bu salon artık bilanço rakamlarından çok geleceği konuşuyor, yeni yatırımları, yeni üretim kalemlerini konuşuyor. Dünyanın önde koşanlarına nasıl yetişeceğinin hesabını yapıyor, o stratejileri konuşuyor.”



GEÇ UYANDIK, AMA GEÇ KALMADIK

“60 yıllık bir üretim tecrübesine sahibiz. Bu altmış yılda çok şey gördük, çok şeye şahit olduk. Dünya baş döndürücü bir hızla değişti. Ben açık yüreklilikle şunu söyleyebilirim. Geç uyandık, ama geç kalmadık” diyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk sözlerini şöyle sürdürdü;

“Mesela; 10’larca devlet kuruldu bu 60 yılda. Çok sayıda bölgesel savaş yaşandı, şükür ki dünya savaşı olmadı. Soğuk savaş vardı, bitti. 1950’lerin sonunda uzayda yarış başladı, uzaya ilk astronotu Ruslar gönderdi, aya ilk ayak basan Amerikalı Armstrong oldu. NATO kuruldu biz dâhil olduk. AB kuruldu ilk kapıyı çalanlardandık, hala üye olamadık. Manyetolu telefonların yerini cep telefonları aldı. En hızlı haberleşme aracı telgraftı, internetle birlikte mail, cep telefonu ile birlikte SMS yazılı irtibatta rol kaptı. Konya Şeker şirket olarak kurulduğunda iki Kore’nin savaşına gidenlerimiz, fabrikamızın temeli atıldığında geri döndü. O Korelerden bizim kol kanat gerdiğimiz Kore’nin bir şirketi 78,8 Milyar Dolar marka değeriyle dünyanın en değerli ikinci markası oldu. İlk fast-food zinciri 1955’de sahne aldı. Kendi üniversitesini bile kurdu, 60 yıla ulaşmadan 32.000 restorana 28 milyar $’lık ciroya ulaştı. İlk e-ticaret 1995’te başladı, sadece 20 yılda o e-ticareti başlatan şirket dünyanın en değerli 10 markasından biri haline geldi. Hayatımızda alternatif tatlandırıcılar yoktu, birden peydah oldu.

Türkiye’de o tarihte 12 üniversite vardı bugün o sayı 192’e ulaştı. Konya Şeker ülkemizin 6. şeker fabrikası olarak kuruldu, bugün o sayıda 33’ü buldu. Son 60 yılda ülke olarak iki anayasa yazdık, dünyanın 100, 200 hatta 300 büyük şirketi arasına ülkemizden bir şirketin adını yazdıramadık.

Demem o ki, dünya 60 yıl önceki gibi kalmadı, dünya da değişti dünyanın trendleri de. 60 yılda ekonominin seyri de değişti, ticaretin şekli de. Yeni yeni şirketler kuruldu, eskilerden yeniye ayak uydurabilenler ayakta kalabildi, büyüyebildi. Yeni alanlar açıldı, sınırların ehemmiyeti kalmadı. Yeni ekonomik düzende sınırlar, sadece siyasi bir anlam taşırken, ticaretin önünde, ürünün önünde tek kalkan sınırlı gümrük tarifelerinden ibaret kaldı. Kalite, fiyat ve farkıyla farklı olan ürünler ve onu üretenler için dünyadaki herkes müşteri haline geldi. Değişimi okuyanlar, okuyabilenler ve o değişime göre pozisyonlarını düzeltenler için her gün yenilenen ve her sabah yeniliğe açık olarak uyanan yenidünya yeni fırsatlar sundu. Oluşan boşlukları mevcutlar dolduramadıysa o boşlukları dolduranlar ortaya çıktı.”



DEĞİŞİMDEN DERSLER ÇIKARDIK


“Konya Şeker olarak biz de 1954’ten beri yaşanan değişimden ders çıkardık, dersler çıkardık. Hem kendi tarihimizden hem ülkemizin tarihinden ders aldık. Ama en çok da dünyadaki değişimden dersler çıkardık. Kendi muhasebemizi yaptık” diyen Konuk, konuşmasını şöyle devam etti;

“15 sene önce tıpkı 60 sene önceki gibi sadece kristal şeker üretiyorduk, üretebiliyorduk. Dünyadaki değişimi okuduk ve bunu çeşitlendirdik. Bugün, çikolatalı gofretten, bisküviye, fındık kremasından, tuzlusuna tatlısına kek çeşitlerini üretebiliyoruz. Organik gübre, sıvı karbondioksit hatta balık. 15 sene önce ne üretirsiniz dendiğinde cevap bir saniyeden ibaretti. Şimdi bu soruyu soranın bize en az bir, bir buçuk saatini ayırması lazım. 1000’den fazla kalem ürün hem bir çırpıda söylenemiyor hem de bir nefeste sayılamıyor.

Büyüme sadece ürün çeşitlerimizle sınırlı kalmadı. Konya Şeker son 15 yılın her rakamında büyüme şampiyonudur. Dönem Karında %6.467, Ciroda %3.726, Özkaynaklarda %14.419, Sermayede %22.400, Aktif Büyüklükte %5.216 ve Yatırımlarda da %20.393.  Konya Şeker, sadece yaptığı yatırımlarla büyümedi. Konya Şeker de hissesi bulunan ortaklarının da yatırımlarını büyüttü.  1999 yılında Konya Şeker’in 1 hissesinin değeri 10 bin liradan ibaretti. 2013 rakamlarıyla bu hisse değeri 2 milyon 90 bin liraya yükseldi.  Yani, 1 hissenin değeri 14 yılda yaklaşık % 21 bin arttı.  Dünya da 14 yılda bu kadar kazandıran başka yatırım herhalde yoktur. Geçtiğimiz günlerde bir ekonomi dergisi 500 büyük şirketin son 10 yılının röntgenini çekti. Sonuç, ülkemizde son 10 yılda sürekli büyüyen şirket sayısı 23. Sadece 23. Bunlardan biri ve en önde olanlarından biri Konya Şeker.  Yakıştırmayı biz yapmadık dergi yaptı ve bizi ve bizim dâhil olduğumuz gurubu tanımlamak için şu tanımlamayı yaptı; Türkiye’nin elit şirketleri.”

HEDEFİMİZ; DÜNYA’DA EN BÜYÜK 5 GIDA ŞİRKETİ OLMAK

Konya Şeker modelini sadece Türkiye’nin değil dünyanın da ilgiyle takip ettiğini belirten Konuk, sıranın Konya Şeker modelini Türkiye’ye teşmil etmeye geldiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı;

“Bu bize yeter mi? Yetmez, yetmemeli. Biz başardık, 45 sene de bu başarıyı kutlayalım, yaptığımız işler 45 sene muhabbeti yapılacak işler diyecek halimiz yok elbette. Bizim gözümüz daha büyük başarılarda. Öyle de olmalı. Bu şirket dünyanın en büyük 5 gıda şirketinden biri olacak. Bu şirket üretimiyle dünyanın en büyük 500 şirketi arasına girecek.

Bu şirketin dünyanın en büyük beş gıda şirketi arasına girmesini nam olsun, dünyaya şan olsun falan diye istemiyoruz. Bu şirketin dünyanın ilk beşine girmesi 10 binlerce çiftçinin de diğer ülkelerin çiftçilerine göre refah seviyesinde dünyanın ilk beşinde olması demektir. Yani yüzlerce ülkedeki çiftçiye göre daha çok üretmesi ve ürettiğinden daha çok kazanması demektir. Bu şirketin, bu salonun bir tane kaygısı vardır; Üretici. Bu şirket üreticinin yarınını hesaplamak zorunda. Hepimiz buna mecburuz. Bizim, yegane gayemiz değişen, büyüyen dünyada üreticinin ayakta kalmasını sağlamak, ekonomik olarak refaha ortak etmektir. Bunu yapmak için 3 tane olmazsa olmazımız var; Bir, kaygı duyacaksınız, iki, irade sergileyeceksiniz, üç, sürece dahil etmenin yolunu bulacaksınız. Konya Şeker, üreticinin derdiyle dertlendiği, o derdi ortadan kaldırmak için irade sergilediği ve iradesini de yatırımlara taşıyarak üreticiyi ekonomik süreçlere dahil ettiği için bugün üreticinin düne göre başı daha diktir, yarın daha da dik olacak. Biz, 2000’li yıllarda ilk adımı attığımızda çoğu hayal gördüğümüzü düşünüyordu. Bugün de dünyanın ilk 5’i dediğimizde yine hayal diyenler olabilir. Dünya’da ilk 5 hayal falan değil.

Bu başarılabilir mi? Bunun başarılabileceğinin ispatı dünyanın 60 yıllık mazisindedir. Bizim de şahitlik ettiğimiz tarihindedir. Bugün bizim dev diye gördüğümüz birçok şirketin tarihi bizden yenidir. Mesela ilk fast-food zincirini kuran bizim de patates verdiğimiz küresel hamburger şirketinin ilk zincir restoranını açtığı yıl 1955’tir. 60 yıla ulaşmadan 32.000 restorana, 28 milyar dolar ciroya ulaşan bu şirketin öngörüsü dünyada insanlar evinin yanında çalışamayacak ve zamanları sınırlı olacak o sınırlı zamanda gıda ihtiyacını hızlı gidermek zorunda kalacaktan ibarettir.

Mesela dünyanın en büyük yirmi gıda şirketinden dürdü bizden yıllar sonra kurulmuş. Biri Tayvan kökenli ve 1967’de, biri Singapur’da 1991’de kurulmuş. Diğer ikisi Çin’de kurulmuş. Birinin kuruluş yılı 1991, diğerinin 1958. Bu bizden sonra kurulan bahsettiğim şirketlerin sırasıyla cirosu yıllık 14,3, 44,1, 10,94 ve 7,28 milyar dolar. Mesela bizim fabrikamızın temelini attığımız yıl kâğıt üzerinde kurulan yani bizle yaşıt olan da var. Yaşıtımız bu şirket Brezilya kökenli, et, konserve üretimi yapıyormuş, şimdi biyoyakıtta üretmeye başlamış cirosu yıllık 43 Milyar dolar. Dünyanın en büyük 11’inci gıda şirketi. Tüm sektörler itibarıyla da dünyada 637’nci.

Son cümlem şudur; inşallah biz dünyanın ilk beş gıda şirketinden biri olarak adımızı o listelere yazdıracağız. Hem gidişatımız onadır hem de bu hedefe inancımız tamdır. Çünkü ben şunu biliyorum, başarmak için hedefiniz olacak, hedefiniz yoksa zaten başarma şansınız da yoktur.

Bizim bir hedefimiz var her yeni faaliyet yılında o hedefe bir adım daha yaklaşıyoruz. Şimdi zaman adımlarımızı sıklaştırma zamanıdır, hızlanma zamanıdır. Yeni faaliyet yılımızın başta üretici ortaklarımız olmak üzere, çalışanlarımıza ve ülkemize hayırlı olması dileğiyle sözlerimi tamamlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.”