Konuk: Şefkat Pınarı Annelerimizin Ve Vatan Topraklarına Sahip Çıkan Çiftçilerimizin Günü Kutlu Olsun


AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ve Anneler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Başkan Konuk, “anne sevgisi ve hoşgörüsü ile bezenmiş, temiz alın teriyle sulanmış bu toprakların ve bu toprakların evlatlarının daha müreffeh, daha güçlü, daha kudretli ve daha huzurlu olabilmesi için ilham kaynağımız annelerimizin şefkati ve çiftçilerimizin üretmek konusunda sergiledikleri eşsiz gayrettir” dedi.
 
DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜ VE ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ve Anneler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “bugün iki özel günü birden kutluyoruz. Bu iki özel günün ortak özelliği, adlarına adanan bu özel günün özel kişilerinin yine o vasıflarının gerektirdiği şekilde, yani mesuliyetlerine sıkı sıkıya sarılarak bu özel günü geçirecek olmaları.  Bugün hem Anneler Günü hem de Dünya Çiftçiler Günü. Hem şefkat pınarı, engin hoşgörü, karşılıksız sevgi kaynağı, yaşımız kaç olursa olsun hepimizin hayatta en güvenilir sığınak noktası annelerimizin hem de vatan toprağının bereketinden ülkemiz için zenginlik üreten, döktüğü alın teri ile kendi helal lokmasını kazanırken vatan topraklarına sahip çıkan dünyanın en çalışkan, en kanaatkâr ve en cömert çiftçisi çiftçilerimizin bu özel günlerini, Anneler Gününü ve Dünya Çiftçiler Gününü kutluyorum” dedi.
 
BUGÜN; BEREKET DAĞITANLARIN, MUTLU EDENLERİN GÜNÜ
Bu özel günde, adlarına adanmış bu günde hem annelerin hem de çiftçilerin, yüzlerinde hatırlanmanın ve kendilerine adanmış özel günün tebessümüyle dün ne yapıyorsa bugün de onu yapmaya devam edeceğini belirten Başkan Recep Konuk, “çiftçiler bugünü tarlada tapanda, bağda, bahçede, merada, ağılda toprağa ve işlerine sıkı sıkıya sarılarak, alın teri dökerek kutlayacaklar bugün vesilesiyle hatırlanmanın verdiği umudun ışığı yüzlerine yansımış olarak, anneler de yine evlatlarının üzerine titreyerek, kendilerini mutlu etmek için kutlama yapan evlatlarının mutluluğundan mutlu olarak, evlatları için kâh tasalanıp, kâh üzerine titreyerek, kâh evladına kol kanat gerip evladı için çırpınarak, kâh evladının neşesiyle neşelenerek, evladı için koşturarak bugünü tıpkı dünkü, daha önceki ve ondan da öncekiler ve sonraki günlerden farksız kutlayacak hatırlanmış olmanın yüzlerine yansıyan tebessümüyle. Sözün özü, bugün mutlu edenlerin, bereket dağıtanların, cömertlikte, sevgi, hoşgörü ve gayret konusunda eline su dökülemeyenlerin, verdikleriyle mutluluk dağıtıp mutlu olanların günü” diye konuştu.
 
GELECEK, ANNELERİN YETİŞTİRDİĞİ NESİLLERİN ELİNDE YÜKSELECEK
14 Mayıs’ın; istikbali kurtaranların, geleceği inşa edenlerin günü olduğunu aktaran Başkan Konuk, “gelecek, annelerin yetiştirdikleri nesillerin elinde yükselirken, istikbalin güçlü Türkiye’sine de bu topraklara dört elle sarılıp topraktan değer üretenler ve bu ülkenin bereketine bereket katanlar teminat oluşturacak.  “Cennet annelerin ayağının altındadır” buyuruyor annelere cenneti müjdeledikleri Hadis-i Şeriflerinde Peygamber Efendimiz (S.A.V.). Dünya medeniyetleri içinde cenneti annelerin ayaklarının altına serip, onların evlatlarını “cennet çiçekleri”, “kalp meyveleri” olarak tarif eden, annelerimizin ailedeki ve toplumdaki rolüne ulvi bir kutsiyet atfeden ve ana hakkını, karşılığı ödenemez en yüce hak sayıp, annelerine karşı evlatlarının görevini, tam anlamıyla karşılık veremeseler bile aynı şekilde sevgi ve saygıyla mukabele olarak tarif eden başka bir medeniyet yoktur” ifadelerini kullandı.
 
İLHAM KAYNAĞIMIZ, ANNELERİN KORUYUCU YÜREĞİ
Annelerimizin yüreğindeki engin şefkatin, sonsuz ve karşılıksız sevginin,  bizlere yüklediği sorumluluğun gerektirdiği vecibelerin adlarına adanmış bir güne sığdırılamayacağını; onlara verilecek büyük küçük hiçbir maddi hediyenin, onların evlatlarına vakfettikleri hayatın karşılığı olamayacağını vurgulayan Başkan Recep Konuk, “hayatın fırtınaları karşısında tek dilekleri evlatlarına toz konmaması olan annelerimize karşı onların yüreklerini serinletmek için birer evlat olarak yapabileceklerimiz kadar, bütün annelerin kaygı ve endişelerini ortadan kaldırabilmek için de hepimizin, herkesin yapabilecekleri var. Bunlardan biri hiçbir annenin evladının geçimi için endişe taşımamasını sağlayacak ortamı hazırlamaktır. Bir diğeri ise hiçbir annenin “cennet çiçeği”nin solmayacağı hoşgörü, güven ve huzur ortamını inşa etmektir. Bütün annelerin evlatlarının ve ailesinin geçim derdi ile geleceği için endişe taşımayacağı bir ortamı oluşturabilmek için harcadığımız gayrette bizim en büyük dayanağımız annelerimizin duaları, ilham kaynağımız ise yine annelerin koruyucu yüreği, art niyetsiz ümidi, sonsuz sevgisi, karşılıksız fedakârlığı ve engin şefkatidir. İlhamını anne şefkati ve hoşgörüsünden alan bu düşünce ikliminin her türlü nizanın, acının ve gözyaşının da giderilmesinde en büyük esin kaynağı olacağını biliyor, bu şefkat ikliminin bizim coğrafyamıza egemen olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
SORUMLULUKLARIMIZ BİR GÜNE SIĞDIRILAMAZ
Yaptıkları iş ve bu ülke için ürettikleriyle, toprağa sarılıp onu vatan yapma konusundaki kararlılıklarıyla bu topraklarda asırlardır dimdik duranların işlerini kolaylaştırmak, onların daha çok üretebilmesi için işimiz, görevimiz ve meşgalemiz her ne olursa olsun çiftçilere yani bu ülkenin en üretken, en kanaatkâr insanlarına karşı vecibelerimizin, sorumluluklarımızın da bir güne sığdırılamayacağını anlatan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, mesajında şu cümlelere de yer verdi: “Buğdayı değirmende öğütmezsen, onunla soframız bezenir mi hiç?” diye soruyor o sonucu meydana getiren emeği ve süreci hatırlatmak için Hazreti Mevlana. Buğdayın değirmene, değirmenden çıkan unun sofraya yolculuğunu başlatansa tohumu tarla ile buluşturan ellerdir. O ellerin sahipleri toprağa tohum attığı için sofralar nimetle bezenir, pazarda tezgâhlar, markette raflar, mağazalarda vitrinler ve daha niceleri boş kalmaz. Bugün, toprakla tohumu buluşturup bereket üreten o ellerin sahiplerine adanmış özel bir gün.”

 
ALGI OPERASYONLARI, ÇİFTÇİLERİMİZİN KIYMETİNİ AZALTAMAZ
Çiftçiliğin, diğer mesleklere göre insanların yaptığı en eski işlerden birisi ve tarihi kökleri binlerce yıl öncesine dayanan bir meslek olduğunu ancak bu durumun, çiftçiliğin modasının geçtiği anlamına gelmeyeceğini, çiftçiliğin ve çiftçilerin yaptığı işin önemini ve itibarını da zedelemeyeceğini belirten Başkan Recep Konuk, “onların ürettikleriyle teknoloji ürünleri arasında yapılan ve her ne hikmetse onların ürettiklerini sürekli hükmen mağlup ilan eden kıyaslamalar, bazı ana sektörler veya alt sektörler için düzülen istek ve özenti kokan methiyeler, tarım sektörü için gelişmişlik ve kalkınma eksenli oluşturulan veya oluşturulmaya çalışılan algı operasyonları,  onların üretiminin ve ürettiklerinin ne kıymetini azaltır ne de bu ülkenin geleceği açısından taşıdıkları stratejik önemi gölgeler. Bir ülke için savunma sanayi ne kadar mühimse tarımsal üretim de o kadar mühimdir. Bir ülke için bilişim teknolojileri ne kadar önemliyse hayvancılık da o kadar önemlidir. Bir ülke için eğitim sektörü ne kadar stratejik önemdeyse bitkisel üretimde sürdürülebilirlik o kadar stratejik önemdedir. Bir ülke için asayiş ve huzur ne kadar vazgeçilemez ise gıda güvenliği de o kadar vazgeçilmezdir” dedi.
 
TÜRK ÇİFTÇİSİ, MEMLEKET SEVDASINI İSPAT ETTİ
Türk çiftçisinin; yaptığı iş ve topraktan ürettiği değerle, memleket sevdasını, ürettiklerinin bu ülke için taşıdığı önemi ispat ettiğini, ürettiğinin karşılığından yaptığı fedakârlıkla ülke ekonomisine ilk can suyunu vererek bu ülkenin başı en dik gezmeye hak kazanmış, itibarı asla tartışılamayacak kesimi olduğunu vurgulayan Başkan Recep Konuk, “onlar dün ürettikleriyle, tarımsal üretimden başka üretimi yok denecek kadar az olan, sermayesi yağmalanmış, genç nüfusunun ekseriyetini cephelerde şehit olarak toprağa emanet etmiş, dört bir tarafı savaşların yıkımını yaşamış bir ülkenin yeniden imar ve inşasında en ön safta ve tektiler. Onlar üretti, onların ürettirdiklerinden arttırdıklarımız fabrika oldu. Onlar üretti, onların ürettiklerinden arttırdıklarımız okul oldu, hastane oldu, yol oldu, liman oldu, baraj oldu. Onların dişinden tırnağından arttırdıklarıyla okuttukları evlatları doktor oldu, mühendis oldu, subay oldu, sanatçı oldu, öğretmen oldu, eczacı oldu, kimyager oldu, diplomat oldu, bilim adamı oldu, avukat oldu, hâkim, savcı oldu, esnaf, tüccar, sanayici oldu... Onlar ürettikleri ve ürettiklerinden arttırdıklarıyla sadece bir ülkenin fiziki inşasına ilk can suyunu vermekle kalmadı, beşeri inşası da onların ferasetinin eseri oldu. Unutulmamalı ki, millet hayatında herkesin ve her kesimin yeri doldurulamaz bir rolü, işlevi ve görevi vardır. Çiftçiler de her meslek grubu gibi millet hayatı için vazgeçilmez, vazgeçilemez bir işlevi yerine getiriyorlar. O nedenle bir doktorun, bir eczacının, bir mühendisin, bir öğretmenin, bir işadamının, bir işçinin, bir memurun, bir polisin, bir askerin, bir hâkimin, bir avukatın, bir esnafın, bir sanatçının, bir sporcunun yaptığı iş ne kadar önemliyse tarlayı tapanı terk etmeyen her bir çiftçinin yaptığı iş de o kadar önemlidir.  Diğer meslek mensupları gibi her bir çiftçinin de mesleki itibarı en üst düzeydedir ve yaptığı işe ve ürettiği ürüne saygı beklemek O’nun da, onların da en tabii hakkıdır” diye konuştu.
 
TÜRK ÇİFTÇİSİNİN MESLEKİ İTİBARI BU TOPRAKLARDA TARTIŞILAMAZ
Türk çiftçisinin; asla tartışılmayacak mesleki itibarını, yaptığı işle ve ülkesine verdiği katkı ile bizatihi kendisinin inşa ettiğini vurguladığı mesajında Türk çiftçisinin mesleki itibarının lütfedilmiş bir itibar değil, kazanılmış, haklı bir gurur, şeref ve onur abidesi olduğunu dile getiren Başkan Recep Konuk, “o nedenle Türk tarımının bu ülke için taşıdığı değer ile Türk çiftçisinin mesleki itibarı bu topraklarda tartışmasızdır, tartışılamaz. Kim ki, tarım sektörü ekonomiye yük imasında bulunur bu, bu ülkenin yakın-uzak tarihine ihanettir. Kim ki, bu topraklarda üretmek yerine dünya pazarlarını adres gösterir bu, bu ülkenin geleceğine konulan dinamittir. Kaldı ki, dünyanın seyri öznesinde çiftçi olan ve onun üretimini önemsemeyi, onun ürettiklerine kıymet vermeyi gerektiren bir seyirdir. Geleceğin dünyasında gıda sektörüne stratejik önem atfediliyor. Gıdada geleceğini garanti altına alan, gıda güvenliğine yatırım yapan ülkelerin, geleceğin dünyasında yıldızı yükselen ekonomiler olacağını, önlemini alamayanların ise bağımlılıklarının artacağını siyasetçiler, bilim adamları, ekonomistler, aydınlar herkes ve her kurum söylüyor” ifadelerini kullandı.
  
EVLATLARIMIZIN TABAĞINDAKİ YEMEĞİN MİKTARINI VE KALİTESİNİ TÜRK ÇİFTÇİSİ ARTTIRACAK
Çiftçinin, gıda üretim zincirinin ilk halkasında olduğuna ve tarımsal üretim olmadan gıda üretimi ve gıda güvenliğinin konuşulamayacağına dikkat çeken AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “arazi varlığı, iklim yapısı, sahip olduğu endemik tür zenginliği ile dünyanın tarımsal üretim için en şanslı ve Yüce Allah’ın bahşettiği en bereketli coğrafyalarından birine sahip ülkemizi, geleceğin dünyasında kuvvetli, kudretli, zengin ve itibarlı konuma taşıyacak bir diğer avantajı ise bu potansiyeli harekete geçirecek kabiliyet ve nitelikte insan kaynağına sahip olmasıdır. Bugün kendisine atfedilmiş özel günü üreterek kutlayan Türk çiftçisi, bu potansiyeli harekete geçirerek, ülkemizin geleceğini inşa edecek, ülkemizin zenginliğine zenginlik katacak, evlatlarımızın tabağındaki yemeğin miktarını ve kalitesini arttıracak, elindeki lokmaya sahip çıkacak, gıda güvenliğimizin teminatı olacak idrake sahiptir ve bunu gerçekleştirebilecek kudrettedir.
Bu idrak ve nitelikteki Türk çiftçisinin parlak bir gelecek konusunda hem umudu hem de bu iddiasına destek olacak çabalar konusunda beklentisi vardır. Dün tarım sektörümüze verilen hedef, kendi kendine yeten ülke idi. Bugünün Türkiye’sinin hedefi, dünyanın en gelişmiş ilk beş tarım ekonomisinden biri olmak, tarımsal hâsılayı 6 yıl içinde iki buçuk katına çıkarmak ve kendimize yetenden fazlasını üreterek tarım ürünleri ihracatında 40 milyar dolar sınırını aşmaktır. Bunlar, bu hedefler bugünün geleceğe borcu ve taahhüdüdür. Türk çiftçisi, bu hedefleri hem çok daha kısa sürede hem de fazlasıyla aşabilecek kabiliyettedir. Türk çiftçisinin kabiliyet ve başarısının beylik laflardan ibaret olmadığına, verilecek küçücük destekle büyük başarılar elde edilebileceğine ülkemizin yakın ekonomi tarihi şahittir. Türkiye’nin son 40 yılının ilk 25 yılında başını öne eğmiş, tüm üretim rakamlarında yıl yıl eriyen sektör, son 15 yılda başını yukarıya kaldırmış, 25 yılda kaybettiklerinden fazlasını 14-15 yılda fazlasıyla yerine koymayı başarmıştır. Türkiye’nin dünyadaki en büyük tarım ekonomileri arasında son 14 yılda 11’inci sıradan 7’nci sıraya yükselmesi, üretme alışkanlığımızı yeniden kazanmamızın sonucudur. Bu seyir, sektöre yapılacak küçük dokunuşlarla büyük sonuçlar alınabileceğinin, samimi yaklaşım ve uzun soluklu politikalarla büyük başarılara ulaşılabileceğinin de işaretidir” diye konuştu.
 
BU TOPRAKLARIN CÖMERTLİĞİNİ ZENGİNLİĞE DÖNÜŞTÜRME KABİLİYETİ TÜRK ÇİFTÇİSİNDE VAR
AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ve Anneler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajına şu cümlelerle devam etti: “içindeyiz ve biliyoruz bu toprakların Türkiye’yi dünyanın en gelişmiş ekonomik güçlerinden biri yapacak potansiyeli var. Ve bu topraklar, kendisini sevgiyle işleyenlere bereketini sunmakta, cömert ve şefkatli davranmakta gani gönüllü. Ve bu toprakların bereket ve cömertliğini zenginliğe dönüştürme kabiliyeti ve tecrübesi de Türk çiftçisinde var. Anne sevgisi ve hoşgörüsü ile bezenmiş, temiz alın teriyle sulanmış bu topraklar ve bu toprakların evlatlarının daha müreffeh daha güçlü, daha kudretli, daha huzurlu bir ülkenin vatandaşları olabilmesi için ilham kaynağımız annelerimizin şefkati ve çiftçilerimizin üretmek konusunda sergiledikleri ısrar ile eşsiz gayrettir. Hazreti Mevlana’nın “her an iyilik tohumu ekedur; ekmedikçe hiçbir şey biçemezsin”
öğüdünü kendisine rehber edinen Türk çiftçisinin bu topraklara bereket tohumları ekmeye devam etmesi, toprağın bereketinin, üretime, üretimin zenginliğe dönüşmesi, çiftçimizin ekerken de biçerken de, çapada da, hasatta da, tarlada da köyünde de yüzünün daha çok gülmesi, her çiftçi hanesine refah ve zenginliğin daha çok ulaşması, Türk çitçisinin yarınının bugünden daha müreffeh olması, tarlada, tapanda, bağda, bahçede, ahırda, ağılda, merada bolluk ve bereketin artması dileğiyle tüm çiftçilerimizim 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile tüm annelerimiz ve anne adaylarımız ile birlikte, başta şehit anaları olmak üzere evlat hasreti ile yürekleri dağlanmış, hayatın bir yanını eksik hisseden hüzünlü annelerimizin ve annelerini ebediyete uğurlamış ve onların şefkat ve sevgi hatıralarıyla bugünü buruk bir şekilde geçiren kardeşlerimin Anneler Gününü kutlarım.”